Allah’ın Arş ve Kürsü Üzerine İstivâsı: Kapsamlı Bir İnceleme

Allah’ın Arş ve Kürsü Üzerine İstivâsı: Kapsamlı Bir İnceleme

Giriş

Allah Teâlâ’nın Arş üzerinde istivâsı, İslam inancında önemli bir konudur. Kur’an-ı Kerim’de bu konu açıkça zikredilmiş olsa da, bazı insanlar için anlaşılması güç bir kavram olabilir. Bu makalede, Arş ve Kürsü kavramları, Allah’ın istivâsı ve bu konudaki farklı görüşler detaylı bir şekilde ele alınacak, ayet ve hadislerle desteklenecektir.

Arş ve Kürsü Kavramları

    Arş: Allah’ın yaratmış olduğu en büyük varlıktır. Evrenin tamamı, Arş’ın gölgesindedir. Arş, Allah’ın kudret ve azametini gösteren önemli bir semboldür.
    Kürsü: Arş’tan daha küçük bir varlıktır ve genellikle Allah’ın ayaklarının altında olduğu düşünülür. Kürsü, Allah’ın yaratma işini idare ettiği yer olarak kabul edilir.

Allah’ın Arş Üzerine İstivâsı

    Ayetler: Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın Arş üzerinde istivâ ettiği birçok ayet bulunmaktadır.

إِنَّ رَبَّكُمُ ٱللَّهُ ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ فِى سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ ٱسْتَوَىٰ عَلَى ٱلْعَرْشِ ۖ يُدَبِّرُ ٱلْأَمْرَ ۖ مَا مِن شَفِيعٍ إِلَّا مِنۢ بَعْدِ إِذْنِهِۦ ۚ ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمْ فَٱعْبُدُوهُ ۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arşi yudebbirul emr(emre), mâ min şefîin illâ min ba´di iznih(iznihî), zâlikumullâhu rabbukum fa´budûh(fa´budûhu), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş’a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah’tır. O´nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte O, Rabbiniz Allah’tır. O hâlde O´na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?

10-Yûnus  Suresi 3. Ayet


    Örneğin, Yunus suresi 3. ayette, “Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah’tır.” buyrulmaktadır.
    Anlamı: İstivâ kelimesi, “üstün olmak”, “hükmetmek” veya “yerleşmek” anlamlarına gelir. Bu ifade, Allah’ın tüm evrene hakim olduğunu, her şeyi kontrol ettiğini ve her şeye gücü yettiğini gösterir.
    İstivânın Nasıl Olduğu: İstivânın nasıl olduğu konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı alimler, İstivânın mecazi olduğunu, yani Allah’ın her yerde olduğunu ifade ettiğini savunurlar. Bazıları ise, İstivânın gerçek olduğunu ve Allah’ın Arş üzerinde belirli bir şekilde bulunduğunu düşünürler.

Farklı Görüşler ve Tartışmalar

    Tefsirlerde Çeşitlilik: İslam alimleri, İstivâ konusunu farklı şekillerde yorumlamışlardır. Bazıları, İstivânın insan aklının kavrayamayacağı bir sırr olduğunu söylemişlerdir.
    Müşebbihe ve Müşabihe Mezhepleri: Bu mezhepler, Allah’ı cisimlere benzetme veya O’na nispet etme eğiliminde oldukları için, İstivâ konusunu yanlış anlama eğiliminde olmuşlardır.
    Ehl-i Sünnet’in Görüşü: Ehl-i Sünnet alimleri, Allah’ın sıfatlarını tenzih ederek, O’nun yaratıklardan farklı olduğunu vurgularlar. İstivâyı, Allah’ın kudret ve azametini gösteren bir sıfat olarak kabul ederler.

Önemli Noktalar

    İstivâ, Allah’ın Birliği ve Eşsizliği İle Çelişmez: Allah’ın Arş üzerinde istivâsı, O’nun birliğine ve eşsizliğine zıt bir durum değildir. Aksine, O’nun kudret ve azametini gösteren bir sıfattır.
    İstivânın Nasıl Olduğunu Anlamak Zor: İstivânın nasıl olduğu, insan aklının tam olarak kavrayamayacağı bir sırdır. Bu nedenle, bu konuda kesin bir yargıya varmak yerine, Allah’ın sözlerine iman etmek yeterlidir.
    Önemli Olan İman: İstivâ konusundaki farklı görüşlere takılıp kalmak yerine, Allah’ın varlığına, birliğine ve her şeye gücü yettiğine iman etmek önemlidir.

Sonuç

Allah’ın Arş üzerinde istivâsı, İslam inancında önemli bir yer tutan bir konudur. Bu konuyu anlamak için Kur’an-ı Kerim ayetlerini dikkatle incelemek ve İslam alimlerinin görüşlerini değerlendirmek gerekir. Ancak, İstivânın nasıl olduğu konusunda kesin bir bilgiye ulaşmak mümkün değildir. Önemli olan, Allah’ın sözlerine iman etmek ve O’nun kudret ve azametine inanmaktır.

Bu makalede, Allah’ın Arş ve Kürsü üzerinde istivâsı konusu genel hatlarıyla ele alınmıştır. Daha detaylı bilgi için ilgili ayetlerin tefsirlerine ve İslam alimlerinin eserlerine başvurabilirsiniz.

Not: Bu makale, genel bir bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. Dini konularda daha derinlemesine bilgi almak için mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.

Anahtar Kelimeler:
Arş, kürsü, istivâ, Allah, Kur’an, İslam, tefsir

İlgili Konular: Allah’ın sıfatları, Allah’ın birliği, İslam inançları, tefsir ilmi

Bu makale hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Ek Not: Bu makale, sadece genel bir bilgi sunmaktadır. İslam inancındaki farklı görüşler ve yorumlar hakkında daha detaylı bilgi almak için ilgili kaynakları incelemeniz önerilir.

Geri bildirimleriniz, bu makaleyi geliştirmemde bana yardımcı olacaktır.

Allah’ın Arşa İstiva Etmesi ile ilgili ayetler



A’râf / 54. Ayet
اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي الَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَث۪يثًاۙ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِاَمْرِه۪ۜ اَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْاَمْرُۜ تَبَارَكَ اللّٰهُ رَبُّ الْعَالَم۪ينَ

Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan sonra arşa istivâ eden; gündüzü, kendisini süratle kovalayan geceyle bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğdiren Allah’tır. Bilin ki, yaratma da, emir ve idâre yetkisi de yalnız O’na aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allah yüceler yücesidir.



Tevbe / 129. Ayet
فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ

Rasûlüm! Bütün bunlara rağmen, onlar yine de sana inanmaktan yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Yalnız O’na dayandım, O’na güvendim. O, büyük arşın Rabbidir.”



Yunus / 3. Ayet
اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ مَا مِنْ شَف۪يعٍ اِلَّا مِنْ بَعْدِ اِذْنِه۪ۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Şüphesiz Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükümrân olan, her şeyi ve her işi yerli yerince yöneten Allah’tır. O’nun izni olmadan şefaat edebilecek hiç kimse yoktur. Rabbiniz Allah işte budur. Öyleyse O’na kulluk edin. Hâlâ düşünüp ders almayacak mısınız?



Hûd / 7. Ayet
وَهُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَٓاءِ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًاۜ وَلَئِنْ قُلْتَ اِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ مُب۪ينٌ

Sizi imtihan edip hanginizin daha güzel amel işleyeceğini ortaya çıkarmak için gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Arşı ise daha önce su üzerinde idi. Buna rağmen şayet: “Siz öldükten sonra kesinlikle diriltileceksiniz” diyecek olsan, inkâra saplananlar muhakkak: “Bu düpedüz bir büyüden başka bir şey değil” derler.



Ra’d / 2. Ayet
اَللّٰهُ الَّذ۪ي رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ يُدَبِّرُ الْاَمْرَ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَٓاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ

Allah O’dur ki gökleri sizin görebileceğiniz bir direk olmaksızın yükseltti, sonra da arş üzerine kuruldu ve güneşle ayı emrine boyun eğdirdi. Bunların her biri belirli bir vakte kadar yörüngesinde dönüp duracaktır. O, tam bir nizama koyduğu kâinatta her işi çekip çeviriyor, her şeyi idâre ediyor ve gerçeğin bütün işaret ve delillerini detaylarıyla açıklıyor ki, bir gün gelip Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.



İsrâ / 42. Ayet
قُلْ لَوْ كَانَ مَعَهُٓ اٰلِهَةٌ كَمَا يَقُولُونَ اِذًا لَابْتَغَوْا اِلٰى ذِي الْعَرْشِ سَب۪يلًا

Rasûlüm! De ki: “Faraza, onların iddia ettikleri gibi Allah ile beraber başka ilâhlar olsaydı, bu takdirde o ilâhların hepsi, arşın sahibine ulaşmak için mutlaka bir yol ararlardı.”



Tâ-Hâ / 5. Ayet
اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوٰى

Rahmân arşa istivâ etmiştir.



Enbiyâ / 22. Ayet
لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ اللّٰهِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ

Eğer göklerde ve yerde Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, ikisinin de dengesi ve düzeni kesinlikle bozulur giderdi. Arşın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdığı her türlü çirkin vasıflardan uzaktır, yücedir!



Mü’minûn / 86. Ayet
قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمٰوَاتِ السَّبْعِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ

Onlara: “Peki, yedi kat göğün Rabbi ve büyük arşın sahibi kimdir?” diye sor.



Mü’minûn / 116. Ayet
فَتَعَالَى اللّٰهُ الْمَلِكُ الْحَقُّۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَر۪يمِ

Mutlak hâkim ve yegâne gerçek olan Allah yüceler yücesidir. Ondan başka ilâh yoktur. O, çok şerefli arşın sahibidir.



Furkan / 59. Ayet
اَلَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِۚۛ اَلرَّحْمٰنُ فَسْـَٔلْ بِه۪ خَب۪يرًا

O Allah ki gökleri, yeri ve aralarında bulunan her şeyi altı günde yarattı, sonra da arşa istivâ etti. O Rahmân’dır. Artık yaratılışın sırrını, her şeyi en iyi bilen Rabbine sor!



Neml / 26. Ayet
اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ

“O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. O, büyük arşın Rabbi­dir.”



Secde / 4. Ayet
اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِۜ مَا لَكُمْ مِنْ دُونِه۪ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا شَف۪يعٍۜ اَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ

O Allah ki, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunan her şeyi altı günde yarattı, sonra da arş üzerine istivâ etti. Sizin O’ndan başka ne bir dostunuz ne de bir şefaatçiniz vardır. Hâlâ düşünüp ders ve öğüt almayacak mısınız?



Zümer / 75. Ayet
وَتَرَى الْمَلٰٓئِكَةَ حَٓافّ۪ينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْۚ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَق۪يلَ الْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

O gün melekleri de görürsün; arşın etrafını kuşatmış, Rablerini överek tesbih ediyorlar. Böylece tüm insanlar hesaba çekilecek, aralarında adâletle hükmedilecek ve “Sonsuz hamd ü senâlar olsun Âlemlerin Rabbi Allah’a!” denilecek.



Mü’min / 7. Ayet
اَلَّذ۪ينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِه۪ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُواۚ رَبَّنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَيْءٍ رَحْمَةً وَعِلْمًا فَاغْفِرْ لِلَّذ۪ينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَب۪يلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَح۪يمِ

Arşı taşıyan ve onun etrafında bulunan melekler, Rablerini överek tesbih eder, O’na inanır ve mü’minlerin bağışlanmaları için şöyle dua ederler: “Rabbimiz! Senin ilmin ve rahmetin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe edip sana yönelen ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları kızgın alevli cehennem azabından koru!”



Mü’min / 15. Ayet
رَف۪يعُ الدَّرَجَاتِ ذُو الْعَرْشِۚ يُلْقِي الرُّوحَ مِنْ اَمْرِه۪ عَلٰى مَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ لِيُنْذِرَ يَوْمَ التَّلَاقِۙ

Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, o büyük buluşma gününün dehşeti ile korkutmak üzere kendi emrinden olan vahyi kullarından dilediğine indirir.



Zuhruf / 82. Ayet
سُبْحَانَ رَبِّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ

Göklerin, yerin ve arşın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları her türlü noksanlıktan pak ve uzaktır.



Hadid / 4. Ayet
هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِۜ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْاَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَٓاءِ وَمَا يَعْرُجُ ف۪يهَاۜ وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ

Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da arşa istivâ eden O’dur. O yere gireni de, ondan çıkanı da, gökten ineni de, göğe yükseleni de bilir. Nerede olursanız olun, O dâimâ sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.



Hâkka / 17. Ayet
وَالْمَلَكُ عَلٰٓى اَرْجَٓائِهَاۜ وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَانِيَةٌۜ

Melekler de göğün etrafında bulunurlar. Rabbinin arşını o gün, başlarının üstünde sekiz melek yüklenir.



Hâkka / 32. Ayet
ثُمَّ ف۪ي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُۜ

“Ardından da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincire vurun!”



Tekvir / 20. Ayet
ذ۪ي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَك۪ينٍۙ

Bir Elçi ki pek kuvvetli, arşın sahibi yanında çok itibarlı.



Bürûc / 15. Ayet
ذُو الْعَرْشِ الْمَج۪يدُۙ

Arşın gerçek sahibi, şanı pek yüce olan,



Autor

Google Gemini ve Raşit Tunca